Subscribe

RSS Feed (xml)



Powered By

Skin Design:
Free Blogger Skins

Powered by Blogger

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Besmelenin Anlam ve Mahiyeti


Besmele; Anlam ve Mâhiyeti

Ahmet Varol

Besmele: “Bismillâhirrahmânirrahîm” sözünün kısaltılmış şekli. Hayırlı ve helâl bir işe başlarken, Allah'ın adını anmak ve bu adla işe başlamak için besmele çekilir. Bismillâhirrahmânirrahîm: "Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlarım)" anlamına gelir. Besmeleyi "esirgeyen, bağışlayan Tanrı'nın adıyla" gibi yanlış; yanlış olduğu kadar gaflet ve cehâlet kokan tercümeyi kabul etmek mümkün değildir. "Allah" lafzı, özel isim olduğu ve Yaratıcımızın tüm güzel isimlerini içinde barındıran bir anlam taşıdığı için başka bir dile tercüme edilemez. Ayrıca "esirgeyen" tabiri çok yanlış bir tercümedir. Türkçede “esirgemek”, daha çok olumsuz bir sıfat anlamında kullanılır. Saklamak, korumak gibi anlamlarından daha çok; kıyamamak ve cimrilik yapmak manalarında kullanılır ki Allah'ın Rahmân sıfatının kesinlikle karşılığı değildir.

Kur'ân-ı Kerim'in ilk nâzil olan âyet-i kerimesi, "Yaratan Rabbinin adıyla (besmele çekerek) oku!" mealindeki 96/Alak suresi 1. âyetidir. Bu "Rabbinin ismiyle oku" emri, sadece Önderimiz, Peygamberimiz için değil; bütün mü'minleredir. Mü'minler, meşrû (şer'î, mubah) herhangi bir işe başlarken besmeleyi unutmazlar. Çünkü bilirler ki, "besmeleyle başlanmayan herhangi bir işte bereketsizlik ortaya çıkar." (İbn Mâce, Hadis no: 1894) Kur'an okurken, hayvan keserken, abdest alırken, namaz kılarken, avcılık yaparken... besmeleyi ihmal etmezler.

Kur'ân-ı Kerim'de "Fir'avn" kıssası haber verilirken, sihirbazların "bi-izzet-i Fir'avn" (Fir'avn'ın izzeti için) diyerek asalarını yere bıraktıkları beyan edilir (26/Şuarâ, 44). Fir'avn, Mısır'ı tanrı kabul ettikleri "Ra" adına yönetirdi. Tabii bu, bugünkü çağdaş ideolojilerden farklı bir tutum değildi. Sosyalist ülkelerin yöneticileri, başta Karl Marx olmak üzere, Lenin ve diğer teorisyenler adına sistemi sürdürürler(di). Kapitalizmde de durum bundan farklı değildir. Genel olarak her ülkede iktidar durumunda olan ideoloji, aynı metodla ayakta tutulur. Her işe başlarken, o ideolojinin kurucusunun adını anmak zarurettir. Dolayısıyla Fir'avn'a bağlı olan sihirbazların kıssasında bu hususun beyan edilmesi, sürekliliğinin bir belgesidir. (1)

İslâm'dan önce Araplar, işlerine "bismi'l- Lât ve'l-Uzzâ” diye putlarının adıyla başlarlardı. Hanifler ise, Tevhid dininin kalıntısı olarak, "bismikellahümme" derlerdi. Haniflerin bu âdeti İslâmiyet'in ilk yıllarında da devam etmiştir. 27/Neml sûresindeki besmele âyeti (30. âyet) nâzil olduktan sonra besmele son şeklini almıştır. Hz. Peygamber, hayatının sonuna kadar hep bu ibareyi kullanmış, besmelenin yazıldığı ilk satıra başka hiçbir şeyin yazılmamasını da emretmiştir. "Besmele ile başlanmayan her iş bereketsiz ve güdüktür." (İbn Mâce, 1894) buyuran Efendimiz'in, günlük hayatındaki birçok iş münasebetiyle besmele çektiği ve besmeleyi tavsiye ettiği bilinmektedir.

Bir müslüman besmele çekmekle, "nefsim veya başka bir varlık adına, tâğut adına değil; Allah adıyla, O'nun rızası için ve O'nun izniyle başlıyorum." demek ister. O'nun Rahmân ve Rahîm isimlerinin tecellî etmesini beklediğini, böylece hem dünya hem de âhiret saâdeti dilediğini ifade etmiş olur. Giriştiği işe güç yetirebilmesi için gerekli olan kudretin yüce Allah tarafından ihsan edilmesini temenni ettiğini belirtmiş olur. Kendisinin devamlı olarak O'nun yardımına muhtaç olduğunu bildirmiş, böylece ezelî kudretin yardımını celbetmiş olur. Besmele çeken mü'min, "O'nun müsaadesiyle bu işi yapıyorum. Çünkü, bu başladığım işin tamamlanmasında gerekli olan kuvvet O'nun tarafından bana verilmiştir. O bana bu kuvveti vermezse, ben bu işi tamamlayamam" demek ister. (2)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder